Hypatia (yaklaşık M.S. 360-415), linç edilerek öldürülmüş ilk kadın matematikçi, gökbilimci, filozof ve kütüphaneci.
Hypatia aslında İskenderiye'de doğdu, eğitimini Atina’da tamamlayıp tekrar İskenderiye’ye döndüğünde ise özgür ve bilge bir kadın olarak anılmaya başladı. Ancak Roma toprakları bu dönemde dinsel çatışmaların ve gericiliğin de merkeziydi. Kendisi de bir pagan olmasına rağmen, hoşgörüsüyle birçok Hristiyan’ı ve Yahudi’yi öğrenciliğine kabul etti ancak aynı hoşgörü kendisine gösterilmeyecekti.
Hypatia, Matematik alanında Diophantus'un "Arithmetica" ve Apollonius'un "Conics" adlı eserlerini yorumladı ve kendi astrolab ve hidrometre gibi cihazlarını tasarladı. Öğrencileri ileride İskenderiye valisi veya Akka gibi büyük şehirlerin piskoposu oldu.
Tam da bu dönemde tapınaklar terk edildi veya kiliselere çevrildi. Paganlığın potansiyel olarak şeytani gücünden korkanlar, günümüz Işid gibi Mısır’daki eski sanat eserlerinin heykellerini, ellerini, ayaklarını ve burunlarını kırmaya başladı. İskenderiye’de kısa süre sonra Hıristiyanlar ve putperestler arasında isyan çıkmaya başladı.
MS 382-412 yılları arasında İskenderiye Patrikhanesinin başında bulunan Theophilus, bir pagan olmasına rağmen Hypatia ile iyi ilişkilere sahipti ancak Theophilus öldükten sonra yeğeni Başrahip Cyril şehrin gücünü ele geçirmek için savaşmaya ve Hypatia’ya karşı cemaati örgütlemeye başladı.
Şehrin Valisi Orestes, Hypatia'nın eski öğrencisi olmasına ve destek çıkmasına rağmen Cyril ile başedemedi. Cyril'in daha da ileri giderek Hypatia’nın kara büyüyle uğraşan bir cadı olduğu dedikodularını yayarak halkı Hypatia’ya karşı kışkırtığı kabul ediliyor.
Hypatia, M.S. 415 yılında, bir grup Hristiyan fanatik tarafından saldırıya uğradı. Bu grubun üyeleri tarafından caddelerde sürüklendi, vücudu parçalara ayrıldı ve parçaları şehir dışında yakıldı. Bu vahşi saldırı, hem Hypatia'nın bilimsel ve felsefi mirasına yönelik bir saldırı olarak hem de o dönemde artan dini hoşgörüsüzlüğün bir göstergesi olarak kabul ediliyor.
Hypatia'nın ölümü, Antik Çağ'ın sonunu ve Orta Çağ'ın başlangıcını simgeleyen, bilgi ve özgür düşüncenin karşısındaki karanlık güçlerin trajik bir tezahürü olarak tarihe geçmiştir. Bu olay, dini hoşgörüsüzlüğün ve politik çekişmelerin bilim ve felsefeye nasıl zarar verebileceğinin acı bir hatırlatıcısıdır.
Hypatia’nın bir bilim insanı olarak başarıları yeterli iken, yaşadığı dönemdeki gücü ve mücadelesi onu cahil önyargı karşısında entelektüel çaba karakteri ve feminist bir figür hâline getirdi.
Hypatia, tarihte yok sayılmış, cadı olarak damgalanmış ve tarihten silinmiş kadınlardan sadece biri.
Comments